Üc bucuk yüzyil Kirim Hanliginin basinda bulunan Geray hanedani Cengiz Hana istinat edilen kökeni ile Islam aleminin mesruiyeti en tartisilmaz hükümdarlik soylarindan birisidir. Geraylar kökenleri itibariyla kendilerini daima Altin Orda Imparatorlugunun varisleri olarak tanimlamakta ve bu durum diplomatik acidan da kabul görmekteydi. Geray hanedani bütünüyle kendine has ve köklü geleneklere, kimlige ve hiyerarsiye sahipti.

1475ten itibaren Kirim Hanligi ile Osmanli Devleti arasinda himaye yahut tabilik bagi kuruldu. Bu tarihten itibaren, gerek Kirim Hanligi gerekse Geray hanedani Osmanli Devleti nezdinde cok önemli bir konuma sahip oldu. Geray ve Osmanli hanedanlari arasinda da özel bir iliski ve karsilikli etkilesim ortaya cikti. Hatta kriz anlarinda Geraylarin Osmanlilarin yegane taht alternatifi oldugu iddialari sik sik dile getirildi.

Böylelikle kurulan baglar iki devletin yakin iliskilerinin de ötesine gecti. Bu sürec icinde, Geray hanedaninin pek cogu peyderpey Osmanli topraklarinda iskan edilmeye baslandi ve müteakip yüzyillarda sayisi belirlenemeyecek kadar cok Geray, Osmanli topraklarinda yasadi ve orada öldü. Bilhassa, Kirimin 1783te Rusyanin eline gecmesini müteakip Geray hanedaninin Kirimdaki erkek mensuplarinin büyük cogunlugu Osmanli Devletine göc etmeye mecbur kalirken, bir kismi da Kuzey Kafkasyaya yerlesti. Osmanli Devletindeki Geraylar Rumelinde kendilere ait ya da tahsis edilmis bulunan genis ciftliklerde yasamislardir. Rumelindeki Geraylar, Osmanli Devletinin fevkalade karisik bu dönemlerinde bazen ülke ölceginde, bazen de mahall capta gayet kayda deger roller üstlenmislerdir. Bunun yani sira, Kirim Hanliginin yikilmasindan sonra dahi Geraylarin Osmanli ordusunda özellikle Kirim Tatarlarindan mütesekkil birliklere kumandanlik yaptiklari görülmektedir. Kuzey Kafkasyaya yerlesen Geraylar ise bu bölgede önce Osmanli, daha sonra da Rusya hakimiyeti altinda cok önemli roller oynamislardir.

Cok zengin arsiv malzemesine ve 200e yakin yerlesim yerinde saha arastirmalarina dayanan bu calisma, Geray hanedaninin temel özelliklerine ve onlarin Osmanli Devletindeki ilginc, ancak simdiye kadar hemen hicbir monografiye konu olmamis olan hikayelerine isik tutmayi amaclamaktadir. Buna bagli olarak, bir yandan Geray sülalesi mensuplarinin yerlestikleri Osmanli Devleti ve toplumu icinde üstlendikleri rolleri ortaya koymak, öte yandan günümüz Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan devletleri sinirlari dahilinde bulunan bu arazide Geraylarin ikamet yerlerini belirleyerek onlardan kalan izleri göstermek de bu kitabin temel yönelislerindendir.